Yeni doğduğunda:
Baba :
Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı?
Gözleri de bana ne kadar çok benziyor.
Kızı :
Bu gözlerini benden hiç ayırmayan adam babam olsa gerek.
5 yaşında iken:
Baba :
Prensesim benim, güzel kızım. Söyle bakalım baban sana ne alsın?
Kızı :
En çok babamı seviyorum. Babam, niye annemle uyuyor? Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin.
10 yaşında iken:
Baba :
Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu kız!
Kızı :
Ben babama aşığım. Büyüyünce babam gibi erkekle evleneceğim. Babam bu ay harçlığımı arttırır mı?
15 yaşındayken:
Baba :
Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya basladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek. Sanırım daha sert konuşmalıyım.
Kızı :
Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum. Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum. Ne zaman özgür olacağım?
20 yaşındayken:
Baba :
Artık sözümü dinlemiyor, benden giderek uzaklaşıyor. Kendi parasını da kazanmaya basladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii. Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten. Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor.
Kızı :
Her dediğime alınıyor, beni bir türlü anlamıyor. Hele geçen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli... Evden ayrılıp, kendi hayatımı kurmalıyım. Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!
25 yaşında
Baba :
Bir gün bunun olacağını biliyordum. İşte evleniyor. Zaten aramız eskisi gibi değildi. Şimdi bir de kocası var. Prensesim beni terk ediyor.
Kızı :
Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki. Biliyorum, onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor. Kendi hayalindeki damat değil ya! Sanki birlikte yaşayacak olan o.
30 yaşında
Baba :
Çok az görüşüyoruz. Daha sık biraraya gelsek ne iyi olur. Hem torunlarımı da özlüyorum. Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki.
Kızı :
Babamları da çok ihmal ediyorum galiba. Yine telefonda çok üzgün geldi sesi. Haftasonu onlara süpriz yapmak en iyisi.
40 yaşında iken
Baba :
Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor. Ona göre çağın gerisinde düşünüyormuşum. Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim. Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı. Şimdi beni beğenmiyor. Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyeceğim.
Kızı :
Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor. Sürekli bir şeylerden yakınıyor. Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama. Ya ona bir şey olursa. Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım...
45 yaşında
Baba :
Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel. Gözüm arkada gitmeyeceğim. Her şeyi kendi başardı. Onunla gurur duyuyorum.
Kızı :
Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim. İlaçlarını da hep ihmal ediyor zaten.
Allah'ım onu benden alma!
50 yaşında
Baba :
Dünyada mutlu kal kızım !
Kızı :
Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım. Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana?
Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol ve hep yanımda olduğunu hissettir. Ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela. Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım?
55 yaşında
Kadın :
Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım. Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim. Çünkü "keşke"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum. Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni
üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu.
Kaynak: internet dolaşımı
Etiketler: baba-kız, anne, evlat,
0 yorum:
Yorum Gönder