"Bugün deniz sakin, yine de hafif rüzgar var sanırım çünkü uzaktaki teknenin yelkenleri rüzgarla doluyor...
Erguvan ağaçları ne kadar güzel açmış her yer mor bir renk almış, erik ağaçları da beyaz çiçekleriyle onlara eşlik ediyor...
Denizin üzerindeki martılar ne güzel de suya dalıyorlar, bugünkü yemeklerini arıyorlar...
Park bu sabah sakin, iki salıncak dolu iki salıncak boş, dünkü sevgililer yine geldi, aynı yere oturup konuşmaya başladılar, el ele tutuştular, ne kadar da birbirlerine yakışıyorlar...
Hava bozacak gibi, bulutlar toplandı...
Bugün hava ne kadar da güzel. Bulutlar pamuk yumağı gibi, hava tertemiz ve aydınlık..."
Günler böyle geçip gidiyordu, ta ki cam kenarındaki yaşlı adam kalp krizi geçirene kadar. O anda duvar kenarındaki adam düğmeye bassa belki de kurtaracaktı arkadaşını ama şeytana uydu, bunca zamandır sadece dinleyebiliyordu, artık görebilirdi de, iste bunun için düğmeye basmadı ve hemşireyi çağırmadı. Aynı kaderi paylaştığı kişiyi ölüme gönderdi, ama o bunun haklı bir savunma olduğunu düşünüyordu.
Ertesi gün hastabakıcılar ölen yaşlı adamın yerine kendisini koymaya gelmişlerdi. Hemen yatağının yerini değiştirdiler, işte o günlerdir bakmak istediği manzarayı nihayet görecekti.
Başını kaldırdı ve pencereden baktı, gördüğüne inanamadı!
Sadece simsiyah bir duvar vardı...
Sadece göz değildir gören, kalpten de görebilmeli insan.
Kaynak: internet dolaşımı
Etiketler: hayal gücü, nasıl görmek istersen, kalp krizi, hasta, hastane, hemşire,
0 yorum:
Yorum Gönder