Öğrencilerin başarısızlıklarının arkasında yatan nedenler konusunda bize ders verecek olan çok duygusal, yaşanmış bir öykü.
Okulun ilk gününde 5'nci sınıfın önünde dururken, öğretmen çocuklara bir yalan söyledi.
Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Ancak, bu imkânsızdı, çünkü ön sırada, oturduğu yerde bir yana kaykılmış, ismi Ali olan küçük bir çocuk vardı.
Bayan Öğretmen bir yıl önce Ali´yi izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu ve sürekli olarak kirli dolaştığını gözlemişti. İlave olarak, Ali bazen tatsız olabiliyordu. Ayrıca Ali yavaş öğreniyordu.
Bu öyle bir noktaya geldi ki, Bayan Öğretmen onun kâğıtlarını büyük kırmızı bir kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (X) yapmaktan ve kâğıdının üstüne büyük "0" koymaktan zevk alır oldu.
Bayan Öğretmen´in okulunda, her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu ve Ali´nin kayıtlarını en sona bıraktı. Ancak, onun hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.
Ali´nin birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı, "Ali gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor. Ayrıca çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli."
İkinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı, "Ali mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor, ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için, evdeki yaşamı sıkıntı ve mücadele içinde geçiyor."
Üçüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı, "Ali´nin annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Ali elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yaşamı yakında onu etkileyecek."
Ali´nin dördüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı, "Ali içine kapanık ve okulda derslere fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor."
Bayan Öğretmen sorunu anladı ve kendinden utandı. Öğrencileri, öğretmenler gününde ona güzel kurdelelerle ve parlak kâğıtlarla sarılmış hediyeleri getirdiğinde bile çok kötü hissetti, Ali´nin ki hariç.
Ali´nin hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kâğıdı ile beceriksizce sarılmıştı, Bayan Öğretmen onu diğer hediyelerin ortasında açmaktan acı duydu.
Bayan Öğretmen paketten taşlarından bazıları düşmüş, sahte elmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu olan bir parfüm şişesi çıkarınca, çocuklardan bazıları gülmeye başladı. Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu haykırdığında, çocukların gülmesini engelledi, bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü.
Ali o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı, "Öğretmenim, bugün aynı annem gibi kokuyorsunuz."
Çocuklar gittikten sonra, Bayan Öğretmen en az bir saat ağladı. O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı. Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı.
Ali'ye özel dikkat gösterdi. Onunla çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor görünüyordu. Onu daha fazla teşvik ettikçe, daha hızlı karşılık veriyordu.
Yılın sonuna kadar, Ali sınıftaki en başarılı çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları aynı derecede sevdiği yalanına rağmen, Ali onun gözdelerinden biri idi.
Bir sene sonra, Bayan Öğretmenin kapısının altında Ali´den bir not buldu, ona hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu.
Altı yıl sonra Ali´den bir not daha aldı. Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı.
Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını, sabırla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı. Yine tüm yaşamındaki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı.
Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi. Bu kez fakülte diplomasini aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu. Mektup onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu. Ama şimdi ismi biraz daha uzundu. Mektup şöyle imzalanmıştı, Ali Uçar. (Tıp Doktoru)
Öykü burada bitmiyor. Ali'den gelen başka bir mektupta, bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu. Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu. Evlenme töreninde Öğretmenine damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu.
Şüphesiz Bayan Öğretmen bunu kabul etti ve tahmin edin ne oldu? Taşları düşmüş olan o bileziği taktı. Dahası, Ali´nin annesinin sürdüğü parfümden sürdü. Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Ali, Bayan Öğretmenin kulağına şöyle fısıldadı; "Bana inandığınız için teşekkür ederim öğretmenim. Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark yaratabileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim" Bayan Öğretmen, gözlerinde yaşlarla ona, şöyle dedi; "Ali, yanlış şeylere sahiptin. Bir fark yaratabileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum".
Kaynak: Bilinmiyor
Etiketler: Öğretmen, öğrenci, inanç, azim,
0 yorum:
Yorum Gönder